Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
flotabilidad de reserva
get somewhere
renouveler une police
it [uk]
Geçmiş
Cümleler
"it [uk]"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
it [uk]
i.
kovalamaca oyunu
"it [uk]"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 180 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Colloquial
1
Konuşma Dili
give it to somebody [uk]
f.
birini sert/ağır bir şekilde cezalandırmak
2
Konuşma Dili
give it to somebody [uk]
f.
birine gününü göstermek
3
Konuşma Dili
give it to somebody [uk]
f.
birini çok fena azarlamak/paylamak
4
Konuşma Dili
give it to somebody [uk]
f.
birinin çok fena canına okumak
5
Konuşma Dili
give it to somebody [uk]
f.
birine çok fena giydirmek
6
Konuşma Dili
give it to somebody [uk]
f.
birine çok fena fırça çekmek
7
Konuşma Dili
give it to somebody [uk]
f.
birini çok fena haşlamak
8
Konuşma Dili
give it to somebody [uk]
f.
birine çok fena çıkışmak
9
Konuşma Dili
have it large [uk]
f.
dağıtmak
10
Konuşma Dili
have it large [uk]
f.
kendini eğlenceye vermek
11
Konuşma Dili
have it large [uk]
f.
eğlencenin dibine vurmak
12
Konuşma Dili
slug it out [uk]
f.
tüm gücüyle/her şeyiyle mücadele etmek
13
Konuşma Dili
slug it out [uk]
f.
tüm gücüyle/her şeyiyle savaşmak
14
Konuşma Dili
slug it out [uk]
f.
sert mücadele etmek
15
Konuşma Dili
slog it out [uk]
f.
tüm gücüyle/her şeyiyle mücadele etmek
16
Konuşma Dili
slog it out [uk]
f.
tüm gücüyle/her şeyiyle savaşmak
17
Konuşma Dili
slog it out [uk]
f.
sert mücadele etmek
18
Konuşma Dili
be past it [uk]
f.
birinden geçmek
19
Konuşma Dili
be past it [uk]
f.
bir şeyi eskisi gibi yapmak için fazla yaşlı olmak
20
Konuşma Dili
look past it [uk]
f.
eskimiş olmak
21
Konuşma Dili
look past it [uk]
f.
iyi durumda olmamak
22
Konuşma Dili
be past it [uk]
f.
birinden geçmek
23
Konuşma Dili
be past it [uk]
f.
bir şeyi eskisi gibi yapmak için fazla yaşlı olmak
24
Konuşma Dili
look past it [uk]
f.
eskimiş olmak
25
Konuşma Dili
look past it [uk]
f.
iyi durumda olmamak
26
Konuşma Dili
it/that will never do [uk]
expr.
bu olmaz
27
Konuşma Dili
it/that will never do [uk]
expr.
öyle/böyle olmaz
28
Konuşma Dili
it/that will never do [uk]
expr.
(bu) işe yaramaz
29
Konuşma Dili
it/that will never do [uk]
expr.
bu kabul edilemez
30
Konuşma Dili
it/that will never do [uk]
expr.
öyle/böyle devam edemez
31
Konuşma Dili
it/that will never do [uk]
expr.
buna bir çözüm bulmak gerek
32
Konuşma Dili
it/that will never do [uk]
expr.
(bir şeyi yapmak) olmaz
33
Konuşma Dili
not much in it [uk]
expr.
pek farkı yok
34
Konuşma Dili
not much in it [uk]
expr.
fark edilebilir/dikkate değer bir değişiklik yok
35
Konuşma Dili
not much in it [uk]
expr.
gözle görülür bir fark yok/değil
36
Konuşma Dili
not much in it [uk]
expr.
küçük bir fark var
37
Konuşma Dili
not much in it [uk]
expr.
önemsiz bir fark var
38
Konuşma Dili
not much in it [uk]
expr.
neredeyse eşit/aynı
39
Konuşma Dili
leave it out [uk]
expr.
yapma
40
Konuşma Dili
leave it out [uk]
expr.
şunu yapmayı kes
41
Konuşma Dili
leave it out [uk]
expr.
şunu yapmayı bırak
42
Konuşma Dili
leave it out [uk]
expr.
yapma şunu
43
Konuşma Dili
leave it out [uk]
expr.
şunu yapmaya bir son ver
44
Konuşma Dili
large it [uk]
expr.
eğlencenin dibine vuralım
45
Konuşma Dili
large it [uk]
expr.
çalsın sazlar oynasın kızlar
46
Konuşma Dili
large it [uk]
expr.
ver coşkuyu
47
Konuşma Dili
that's torn it [uk]
expr.
o/bu her şeyi mahvetti
48
Konuşma Dili
that's torn it [uk]
expr.
o/bu her şeyi bozdu
49
Konuşma Dili
that's torn it [uk]
expr.
bir durum/olay her şeyi bozdu
50
Konuşma Dili
that's torn it [uk]
expr.
o/bu her şeyi berbat etti
51
Konuşma Dili
that's torn it [uk]
expr.
bir durum/olay her şeyi berbat etti
52
Konuşma Dili
that's torn it [uk]
expr.
o/bu her şeyi batırdı
53
Konuşma Dili
that's torn it [uk]
expr.
bir durum/olay her şeyi batırdı
54
Konuşma Dili
that's torn it [uk]
expr.
bu/o her şeyin içine etti
55
Konuşma Dili
as it comes [uk/australia]
expr.
herhangi bir
56
Konuşma Dili
as it comes [uk/australia]
expr.
nasıl olursa
57
Konuşma Dili
as it comes [uk/australia]
expr.
nasıl olduğu önemli olmayan
58
Konuşma Dili
it's chucking it down [uk]
expr.
sağanak yağmur yağıyor
59
Konuşma Dili
it's chucking it down [uk]
expr.
yağmur indirdi
60
Konuşma Dili
it's chucking it down [uk]
expr.
şiddetli yağmur yağıyor
61
Konuşma Dili
it's chucking it down [uk]
expr.
bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyor
62
Konuşma Dili
(why don't you) give it a rest! [uk]
expr.
bir rahat bırak!
63
Konuşma Dili
(why don't you) give it a rest! [uk]
expr.
bir rahat ver!
64
Konuşma Dili
(why don't you) give it a rest! [uk]
expr.
dur artık!
65
Konuşma Dili
(why don't you) give it a rest! [uk]
expr.
sus artık!
66
Konuşma Dili
(why don't you) give it a rest! [uk]
expr.
biraz huzur ver!
67
Konuşma Dili
you've got it in one [uk]
expr.
doğru tahmin ettin
68
Konuşma Dili
you've got it in one [uk]
expr.
tam isabet
69
Konuşma Dili
you've got it in one [uk]
expr.
tam üstüne bastın
70
Konuşma Dili
it behoves (one) to (do something) [uk]
expr.
(birinin bir şey yapması) gerekir
71
Konuşma Dili
it behoves (one) to (do something) [uk]
expr.
(birinin bir şey yapması) icap eder
72
Konuşma Dili
it behoves (one) to (do something) [uk]
expr.
(birinin bir şey yapması) yakışık alır
Idioms
73
Deyim
tipping (it) down [uk]
i.
bardaktan boşanırcasına yağma
74
Deyim
tipping (it) down [uk]
i.
şakır şakır yağma
75
Deyim
tipping (it) down [uk]
i.
yağmur boşanma
76
Deyim
come it strong [uk]
f.
abartmak
77
Deyim
come it strong [uk]
f.
mübalağa etmek
78
Deyim
come it strong [uk]
f.
aşırıya kaçmak
79
Deyim
come it strong [uk]
f.
fazla konuşmak
80
Deyim
give it large [uk]
f.
dağıtmak
81
Deyim
give it large [uk]
f.
eğlenceye vermek
82
Deyim
give it large [uk]
f.
eğlencenin dibine vurmak
83
Deyim
give it large [uk]
f.
hakaret etmek
84
Deyim
give it large [uk]
f.
sözlü tacizde bulunmak
85
Deyim
give it large [uk]
f.
şiddetle/abartılı şekilde ikaz etmek
86
Deyim
give it large [uk]
f.
yükselmek
87
Deyim
give it large [uk]
f.
sesini yükseltmek
88
Deyim
give it large [uk]
f.
çıkışmak
89
Deyim
give it large [uk]
f.
övünmek
90
Deyim
give it large [uk]
f.
böbürlenmek
91
Deyim
give it large [uk]
f.
iftihar etmek
92
Deyim
give it large [uk]
f.
yüceltmek
93
Deyim
give it large [uk]
f.
etkilemeye çalışmak
94
Deyim
give it large [uk]
f.
göz doldurmak
95
Deyim
have it large [uk]
f.
dağıtmak
96
Deyim
have it large [uk]
f.
kendini eğlenceye vermek
97
Deyim
have it large [uk]
f.
eğlencenin dibine vurmak
98
Deyim
take it in the neck [uk]
f.
azar işitmek
99
Deyim
take it in the neck [uk]
f.
paparayı yemek
100
Deyim
take it in the neck [uk]
f.
fırçayı yemek
101
Deyim
take it in the neck [uk]
f.
cezalandırılmak
102
Deyim
be chucking (it) down [uk]
f.
sağanak yağmur yağmak
103
Deyim
be chucking (it) down [uk]
f.
yağmur indirmek
104
Deyim
be chucking (it) down [uk]
f.
şiddetli yağmur yağmak
105
Deyim
be chucking (it) down [uk]
f.
bardaktan boşanırcasına yağmur yağmak
106
Deyim
be tipping (it) down [uk]
f.
bardaktan boşanırcasına yağmak
107
Deyim
be tipping (it) down [uk]
f.
yağmur indirmek
108
Deyim
be tipping (it) down [uk]
f.
şakır şakır yağmak
109
Deyim
be tipping (it) down [uk]
f.
yağmur boşanmak
110
Deyim
put your foot in it [uk]
f.
çam devirmek
111
Deyim
put your foot in it [uk]
f.
pot kırmak
112
Deyim
give it to somebody [uk]
f.
birinin canına okumak
113
Deyim
give it to somebody [uk]
f.
birini çok fena haşlamak
114
Deyim
give it to somebody [uk]
f.
birinin burnundan getirmek
115
Deyim
give it to somebody [uk]
f.
birine gününü göstermek
116
Deyim
have it away (on your toes) [uk]
f.
sıvışmak
117
Deyim
have it away (on your toes) [uk]
f.
topuklamak
118
Deyim
have it on your toes [uk]
f.
sıvışmak
119
Deyim
have it on your toes [uk]
f.
topuklamak
120
Deyim
have it on your toes [uk]
f.
kaçmak
121
Deyim
keep it dark (from somebody) [uk]
f.
(birinden) gizli tutmak
122
Deyim
keep it dark (from somebody) [uk]
f.
(birine) söylememek
123
Deyim
try it on [uk]
f.
(birinin) sabrını zorlamak
124
Deyim
try it on [uk]
f.
(birini) çileden çıkarmaya çalışmak
125
Deyim
try it on [uk]
f.
(biriyle) cinsel ilişki kurmaya çalışmak
126
Deyim
does (exactly) what it says on the tin [uk]
expr.
adından bekleneni yapar/verir
127
Deyim
does (exactly) what it says on the tin [uk]
expr.
adından da belli zaten
128
Deyim
does (exactly) what it says on the tin [uk]
expr.
kutunun üzerinde yazan neyse o
129
Deyim
does (exactly) what it says on the tin [uk]
expr.
tam söylendiği gibi
130
Deyim
very little in it [uk]
expr.
pek farkı yok
131
Deyim
very little in it [uk]
expr.
fark edilebilir/dikkate değer bir değişiklik yok
132
Deyim
very little in it [uk]
expr.
gözle görülür bir fark yok/değil
133
Deyim
if the cap fits, wear it [uk]
expr.
yarası olan gocunur
134
Deyim
it's as broad as it is long [uk]
expr.
ayvaz kasap hep bir hesap
135
Deyim
it's as broad as it is long [uk]
expr.
ha öyle olmuş ha böyle aynı kapıya çıkar
136
Deyim
it's as broad as it is long [uk]
expr.
hepsi bir
137
Deyim
it's as broad as it is long [uk]
expr.
hangi seçenek yeğlenirse yeğlensin sonuç değişmez
138
Deyim
it's as broad as it is long [uk]
expr.
hiç fark etmez
139
Deyim
it's as broad as it is long [uk]
expr.
öyle ya da böyle fark etmez
140
Deyim
it's tipping (it) down [uk]
expr.
bardaktan boşanırcasına (yağmur) yağıyor
141
Deyim
it's tipping (it) down [uk]
expr.
yağmur indirdi
142
Deyim
it's tipping (it) down [uk]
expr.
şakır şakır (yağmur) yağıyor
143
Deyim
it's tipping (it) down [uk]
expr.
yağmur boşandı
144
Deyim
it is meat and drink to me [uk]
expr.
benim için çok çekici/cazip bir şey
145
Deyim
it is meat and drink to me [uk]
expr.
bana çok haz/keyif veren bir şey
146
Deyim
it is meat and drink to me [uk]
expr.
benim için çok eğlenceli/zevkli bir şey
147
Deyim
it is meat and drink to me [uk]
expr.
benim çok hoşuma giden bir şey
148
Deyim
wouldn't touch it with a bargepole [uk]
expr.
ona bir metre bile yaklaşmaz
149
Deyim
wouldn't touch it with a bargepole [uk]
expr.
onunla işi olmaz
150
Deyim
wouldn't touch it with a bargepole [uk]
expr.
onunla alakası olmaz
151
Deyim
wouldn't touch it with a bargepole [uk]
expr.
ona tırnağının ucuyla bile dokunmaz
152
Deyim
try it on with (one) [uk]
(biriyle) yatmaya çalışmak
153
Deyim
try it on with (one) [uk]
(biriyle) cinsel ilişkiye girmeye çalışmak
154
Deyim
try it on with (one) [uk]
(birine) asılmak
Slang
155
Argo
be gagging for it [uk]
f.
sürekli seks istemek
156
Argo
be gagging for it [uk]
f.
seks için yanıp tutuşmak
157
Argo
be gagging for it [uk]
f.
sekse çok hevesli olmak
158
Argo
be gagging for it [uk]
f.
canı seks istemek
159
Argo
be gagging for it [uk]
f.
aklı fikri sekste olmak
160
Argo
be gagging for it [uk]
f.
aklı şeyinde olmak
161
Argo
be gagging for it [uk]
f.
aklı sikinde olmak
162
Argo
mint it [uk/australia]
f.
para basmak
163
Argo
mint it [uk/australia]
f.
hızlı para yapmak
164
Argo
mint it [uk/australia]
f.
hızla çok para kazanmak
165
Argo
mint it [uk/australia]
f.
çok para kazanmak
166
Argo
put it about [uk]
f.
asılsız bilgi yaymak
167
Argo
put it about [uk]
f.
asılsız olabilecek bir bilgi yaymak
168
Argo
put it (or yourself) about [uk]
f.
rastgele cinsel ilişkide bulunmak
169
Argo
put it (or yourself) about [uk]
f.
herkesle yatıp kalkmak
170
Argo
put it (or yourself) about [uk]
f.
önüne gelenle yatıp kalkmak
171
Argo
tube it [uk]
expr.
metroyla seyahat etmek
172
Argo
tube it [uk]
expr.
metroyu kullanarak gitmek
173
Argo
tube it [uk]
expr.
metroya binmek
174
Argo
tube it [uk]
expr.
metroyu kullanmak
175
Argo
wrap it up [uk]
expr.
kes
176
Argo
wrap it up [uk]
expr.
sessiz ol
177
Argo
wrap it up [uk]
expr.
sesini kes
178
Argo
wrap it up [uk]
expr.
kısa kes
179
Argo
wrap it up [uk]
expr.
kapa çeneni
180
Argo
would you adam and eve it? [uk]
expr.
inanabiliyor musun?
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of it [uk]
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy